Sunday, June 28, 2020

Aile Arasında (2017)


Uzun zamandan beri izlediğim filmler içinde en beğendiğim film diyebilirim. Bu kadar gecikmeli izlediğim için utandığımı peşinen kabul etmeliyim.

Her biri başarılı olan Gülse Birsel dizilerinden sonra, Gülse Birsel'in izlerini net gözlemlediğimiz ancak bugüne kadarki yapımlardan başrol anlamında ciddi ayrışan bir yapım olmuş. Avrupa Yakası ile başlayan ve hep odakta izlemeye alıştığımız oyuncu, bu defa kendisi başarıyla canlandırılan ancak ön planda olmayan bir rol ile karşımıza çıkmış.

Türkçe'de de artık "kast" veya "kasting" diye kullanılan orjinalinde "casting" denilen rollere uygun oyuncu seçimi başarının önemli anahtarlarından. "Bir Demet Tiyatro"da Kaytan İrfan olarak tanıdığımız Engin Günaydın kendisinden beklediğim performans dolu dolu sergilerken, Demet Evgar'ın da "Solmaz" rolü ile devleştiğini keyifle izledim. Bunun üzerine, Erdal Özyağcılar'da muhteşem oyunculuğu ile resmen cila yapmış. Bütün rolleri çok başarılı bulmama rağmen, Leyla'yı oynayan Derya Karadaş'ın efsane mimikleri, Erdal Özyağcılar'a çok uyumlu bir oyun çıkartan, Devrim Yakut'u da anmadan olmaz.

Tesadüf eseri, biraz da talihsizce tanışan Solmaz ve Fiko (Fikret) birlikte heyecanı hiç düşmeyen bir yolculuğa çıkıyorlar. Ön yargısızca  içlerindeki saf duyguları kendi bildikleri gibi ifade ederek, apayrı dünyalardan gelmelerine rağmen uyumlu bir ekip oluyorlar. Filmi olduğu gibi anlatmak istemem. Mutlaka izleyin. :)

Sıradışı bir zenginlik, sıradışı yetenekler, gerçek üstü tesadüflerden arınmış, sıradan denilebilecek olayları hiç düşmeyen bir tempo ve cosku ile anlatmayı başarmış bir film. Birkaç defa izlememe rağmen her defasında sıkılmadan gülmekten yıkılarak izlemeye devam ediyorum ve Demet Evgar neredeydi bugüne kadar demekten kendimi alamıyorum. Türk sinemasının geldiği yer heyecan verici olmakla birlikte, Erdal Özyağcılar gibi bir ustanın yanında, tanısak da bilsek de, çok yapımda izleme şansı bulamadığımız Engin Günaydın ve özellikle Demet Evgar’i izlemek ne güzel. Umarım bu yetenekleri, benzer performansdaki yapımlarda sık sık izleme şansı buluruz.

Genelde en etkilendiğim sahneleri paylaşmaya çalışıyorum ama, Şevket Çoruh'un hasta taklidi yapması da, pazar yerinde, Solmaz'ın Leyla'ya "40 yılda bir işe yarayacaktın" demesi de, Haşmet Kurt'un, ilk göründüğü sahnede eşi ile yaptığı telefon görüşmesi de çok başarılı. Yani filmin tamamını çok beğendiğimi belirtmeliyim (bir defa daha da olsa).

Allah'ın sopası yok dedirten sürpriz finaliyle bu filme 10 tam puan veriyorum. 



Sizler de düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

No comments:

Post a Comment